C-Aircross konsepti, Avrupa'nın en sevilen kompakt minivanı olma ünvanını koruyor. Hal böyle olunca bir sonraki nesil C3 Picasso'nun üretiminde de bu araçtan birkaç detay alınabilir.
Citroen de dahil olmak üzere genellikle Fransız otomobil üreticileri, konforlu ve kullanışlı aile otomobili üretiminde son derece başarılıdırlar. C3 Picasso, Citroen'in en çok satan minivanlarından birisi. 2017'de satılan olan C3, bir önceki kasaya göre daha yüksek üretiliyor. SUV segmentinin hayranlarının günden güne arttığı var sayılırsa, Citroen'in hamlesinin son derece mantıklı olduğu düşünülebilir. Kısaca anlatmamız gerekirse, bu aracı Nissan Juke'a Fransızların verdiği bir cevap olarak düşünebilirsiniz.
Citroen bu araca sahip olduğunuz takdirde, size kendinizi maceracı hissetmenizi sağlayacağını ümit eden bir konsept oluşturduğunu belitriyor. Dünya ralli şampiyonasında da Citroen'in başarılarını devam ettirebilecek meziyetlerinin olduğunu iddia eden şirket, önden çekiş sisteminin normalden daha fazla sportifleştirildiğini de ekledi. Ayrıca, şirketin geliştirmiş olduğu beş aşamalı çekiş sistemi de aracın arazideki ilerleyişini çok daha keyifli hale getiriyor. Bu aracın yükseltilmiş sürüş moduyla kavrama kontrol sistemine sahip olduğu varsayılırsa, bir sonraki C3 Picasso'nun aile tatillerinin vazgeçilmezi olduğu rahatlıkla öngörülebilir.
Citroen'in kompakt sınıfı devşirmesi, Opel'in yakında tanışacağımız Crossland X'iyle hemen hemen aynı prensibe sahip. Sınıfındaki otomobillerden farklı olarak, C-Aircross konseptinin Fransızların her zaman yaptığı gibi şaşırtan özelliklere sahip bir otomobil olacağı düşünülüyor.